Yazı: Aytaç Özkardaş Gozzi
Sağlıklı, güçlü kaslara sahip olmak; düzgün bir duruştan kilo kontrolüne, eklem sağlığından hareket kabiliyetine dek birçok noktada önemli. Ancak nasıl ki zamanla saçlarımız beyazlıyor, cildimiz kırışıyorsa kaslarımız da zayıflıyor ve azalıyor. Bir insan 30 yaşından sonra her yıl yaklaşık 230 g kas kaybediyor. Egzersiz, kasları güçlendirmek ve kas kaybını önlemek için yapabileceğimiz en iyi şey. Bu noktada öne çıkan egzersiz yöntemlerden biri de 1982 yılında, Florida Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yürütülen bir osteoporoz çalışması sırasında keşfedilen SuperSlow. Yöntemi Türkiye’ye getiren SuperSlow Zone Master Dilek Emir, özgün bir sistemle kasların güçlenmesini sağlayan bu yöntemin, özellikle fizik tedavi ve ortopedi alanlarına giren pek çok sorunun iyileşmesine de destek olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Yöntem; diğer sporlarda olduğu gibi yüzeysel kaslara değil, en derindeki kaslara yani mikrofiberlere kadar inebiliyor. Böylece eklem ile eklem etrafında bulunan tüm yapıları sağlamlaştırmayı ve yenilemeyi hedefliyor. Kemik erimesi, eklem kireçlenmeleri ve boyun fıtığında rahatlıkla kullanılan bu yöntem ile her seansta terlemeden, vücuttaki 660 iskelet kasının birden çalıştırılması amaçlanıyor.”
Nası uygulanıyor?
Öncelikle sağlık durumu, kişinin eklem aralıkları, hareket açıklıkları değerlendiriliyor. Kişi nereye kadar eğilecek, dizini bükme açısı nedir, bacak hangi açıyla durmalı gibi parametrelere bakılıyor ve mekanik aletler buna göre konumlandırılıyor. Başından sonuna tamamen bir uzmanla birlikte yapılan egzersizlerde, kişinin vücut fonksiyonları dikkate alınıyor. SuperSlow’u diğer yöntemlerden ayıran en belirgin özellik, son derece yavaş bir şekilde uygulanması. Bunun nedeni de hız ile elde edilen momentumun etkisini ortadan kaldırmak. Dilek Emir bunu şöyle açıklıyor: “Vücudumuzda yavaş, orta ve hızlı seğiren kas liflerimiz var. Vücut çalışmak istediğinde tasarruf etmek için yavaş seğiren kas liflerini kullanayım, hızlılar kalsın diyor. Oysa vücudumuzun gelişmesi için bu hızlı seğiren lifler çok önemli. Onlar vücudumuzu güçlü tutuyor. Momentum ve yerçekimini alarak rüzgar hızıyla yaptığınız egzersizlerde sadece yavaş seğiren lifleriniz çalışıyor. Vücut onu hemen onarıyor ve tekrar devam ediyor. Hiçbir zaman hızlı lifleri kullanmamış olursunuz, havanda su döver gibi egzersiz yaparsınız, bu arada eklemlere de zarar verebilirsiniz. Sonuçta sadece yavaş seğirenleri şişirirsiniz, sonra puf geri giderler. Bunu bir balonu hava ya da kumla doldurmak arasındaki fark gibi düşünebilirsiniz.” Yavaş uygulanması dışında yöntemin bir diğer önemli özelliği, 20 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanması. Egzersiz sonrası kasların yeniden yapılanması için vücudun üç gün boyunca dinlenmesi gerekiyor.
* Formsante dergisinden alınmıştır.