Hamilelik hormonunun zayıflamaya etkisi var mı?

İlk kez Amerika’da uygulanan ve dünyada hızla yayılan zayıflama yönteminde, hamile kadınların vücudundan özel bir uygulama sayesinde elde edilen ve hamilelik hormonu olarak bilinen “beta Human Chorionic Gonadatropin (hCG)” insülin iğnesiyle vücuda enjekte ediliyor. Hormonun beyinde “hipotalamus” adı verilen iştah merkezi üzerinde etki etmesiyle yağların da hızla yakıldığı ve kilo vermeyi kolaylaştırdığı iddia ediliyor.

Medical Park Fatih Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, yaptığı açıklamada, bir tip büyüme hormonu olan hamilelik hormonunun her gebelikte mutlaka salgılandığını söyledi.

Bu hormondan zayıflama amaçlı enjeksiyonlar üretildiğini ve hormonun kullanıldığı zayıflama yöntemlerinin bulunduğunu dile getiren Mocan, bu konunun ciddi şekilde araştırılması gerektiğini kaydetti.

Mocan, “HCG, büyüme hormonu olduğundan gizli kalmış, inaktif durumda olan ve kanser riski taşıyan dokularda hassaslaşmaya neden olur ve hızlı bir şekilde kansere yol açabilir. Burada kullanılan dozların düşük olmasına rağmen kanser riski vardır. Bu konuda hasta şikayetleri mevcuttur. Zayıflamak için kullanılması sağlık açısından önerilmemektedir” diye konuştu.

Üstün: “ABD’de uygulayan ve önerenlere hapis cezası var”

Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat Üstün de aminoasitlerden oluşan bir tür hormon olan beta hCG’nin, gebelik sırasında plasenta tarafından üretildiğini ve kısmen bebeğe geçtiğini söyledi.

Beta hCG’nin görevinin “bebeğin rahim içerisinde tutunmasını sağlayan hormonların üretilmesi” olduğunu dile getiren Üstün, bu hormonun ayrıca bazı kanser hücrelerince de üretildiğini aktardı.

Üstün, ancak bu hormonun tümör gelişiminde rol alıp almadığının net bilinmediğini kaydederek, ABD Sağlık Bakanlığı’nın gıda, diyet eklentileri, ilaç, biyolojik medikal ürünler, kan ürünleri, medikal araçlar, radyasyon yayan aletler, veteriner aletleri ve kozmetiklerden sorumlu bürosu FDA’nın, diyet ürünü olarak üretilen ve reçetesiz satılan tüm hCG ürünlerini yasakladığını, bu ürünleri “illegal” ürün olarak nitelediğini vurguladı.

İnsanları yanlış yönlendirip, kandırdığı gerekçesiyle Amerika’da yasaklanan hatta uygulayan ve önerenlere hapis cezası verilen beta hCG hormonu tedavisiyle zayıflama yönteminin Türkiye’de yayılmaya devam ettiğini anlatan Üstün, sağlıklı beslenme ve zayıflama piyasasının büyük bir pazar haline geldiğine işaret etti.

Üstün, çağın en sık görülen hastalıklarından obezite ile insanların daha zayıf görünme çabalarının piyasaya her gün yeni ilaçlar ve yöntemler sunulmasına neden olduğunu kaydetti.

Gebeliğin belirtisi olan ve vücudu gebelik sürecine hazırlayan hCG hormonunun suni yollarla üretimiyle elde edilen “Beta hCG zayıflama iğnesi” kullananlarda yağ depolarının çözüldüğünün iddia edildiğini vurgulayan Üstün, bu yöntemin ülkede hızla yayıldığını söyledi.

“hCG’nin zayıflamaya hiçbir katkısı yok”

Vücudun gebelik sırasında ürettiği doğal bir hormonun hiçbir yan etkisi olmadan kilo kaybı için kullanılabileceğinin söylendiğini belirten Üstün, “Diğer bir iddiaya göre hCG metabolizmanızı resetliyor, böylece açlık hissetmeden daha fazla kilo vermeniz mümkün oluyor” dedi.

Bilimsel araştırmaların, çok düşük kalorili tüm diyetlerin kilo kaybı sağladığını gösterdiğinin altını çizen Üstün, şöyle devam etti: 

“Beta hCG hormonunun kullanıldığı farklı yöntemler var. Mesela hCG diyetine gelirsek bir yandan hCG alırken, diğer yandan da 8 gün boyunca 500 kalorilik diyetle kısıtlanıyorsunuz. Kalorideki bu dramatik düşüş kilo kaybını açıklar, hCG’nin etkisi yok. İddiaların aksine, FDA’nın da bildirdiği gibi bilimsel araştırmalarda hCG hormonunun zayıflamaya hiçbir katkısı olmadığı kanıtlanmıştır. Yani hamilelik hormonu da denilen bu hormonla zayıflamak koca bir yalan.”

“hCG ürünleri ABD’de tamamen yasa dışı”

Üstün, ABD’de kilo kaybı için sunulan hCG ürünlerinin tamamının yasa dışı olduğunu ve bunun Türkiye’de bilinmediğini ifade ederek, “Bunlar sadece gebelik oluşturmak ve fertiliteyi artırmak için reçeteli kullanılabilecek ürünlerdir. Bütün hormonal tedaviler gibi hCG de vücudun hormonal dengesini bozma riski taşır” diye konuştu.

ABD’nin Chicago kentinde Mart 2014’te Kevin Trudeau isimli Amerikalının halkı yanıltan reklamlarla hCG sunumu yaptığı için 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığını aktaran Üstün, beta hCG zayıflama iğnesiyle birlikte tavsiye edilen diyet programının da oldukça zararlı olduğunu kaydetti.

“hCG hormonu ile zayıflama yalnızca iğnenin yapılmasıyla bitmiyor. 500 kalorilik bir diyet uygulamanız isteniyor. ‘Şok diyet’ olarak tabir ettiğimiz bu düşük kalorili diyetler size yeterli makro ve mikro besin öğelerini sağlamaz” diyen Üstün, uzmanların 500 kalorilik diyetin çok sağlıksız olduğunu hatta ölümcül olabileceğini söylediğini bildirdi.

Üstün, “Aşırı düşük kalorili diyet uygulayan kişilerde; baş dönmesi, bayılma, safra taşı oluşumu, kas-sinir sisteminin düzgün işlemesini sağlayan ve vücut fonksiyonlarında etkili olan elektrolitlerde dengesizlik gibi yan etkiler görülmektedir” ifadelerini kullandı.

“Beta hCG, kontrolsüz büyüyen sektörün ürünü”

Beslenme ve Diyet Uzmanı Serap Akyol da insanların zayıflama çabasına farklı çözümler sunan yapıcı ya da yıkıcı bir sektörün oluştuğunu belirterek, “Pastanın dilimleri büyüdükçe ‘yıkıcı’ sektör, kontrolsüzce ve mucize vaatlerle sağlığı tehdit ederek yoluna devam ediyor” dedi.

Akyol, bunlardan birinin de zayıflama iğnesi olarak bilinen, rahat kullanımı için damlası piyasaya sunulan, ‘iştahı durduran hormon’ olarak da isimlendirilen beta hCG olduğunu dile getirdi.

Serap Akyol, söz konusu hormonun kanser riskinin yanı sıra guatr ve tiroit rahatsızlığını artırabileceğinin belirtildiğini aktardı.

Akyol, şöyle devam etti:

“Ayrıca kemik ve kas kütlesi üzerine zararlı etkileri araştırmalarda ortaya konulmuştur. Bu tür riskli tedavi yöntemlerine karşı hassas davranarak sağlığımızı korumalıyız. Uzun süreli uygulandığında bu şok diyet vücutta geri  dönülmez sorunlara da sebep olabilir. 500 kalorilik diyet insanın günlük beslenmesi için oldukça yetersiz. Bu şok diyet zararlı olduğu gibi verilen kilolar yağdan olmadığı için diyet bırakıldığı an geri alınabiliyor. Bu yüzden insanlar hem diyet yapmaktan vazgeçiyor hem de sağlıkları zarar görüyor.” (AA)

Başa dön tuşu