Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler de bazı yörelerde ciğerin, kurban etinin, kesildikten sonra kahvaltı sofrasına getirildiğini; pişirilirken içine hayvanın yağından da konulduğunu belirterek, “Bu şekilde tüketilen ciğer, kalp damarları için çok tehlikeli. Özellikle ciğer yenilecek diye öğlene kadar hiçbir şey yememek, sağlık açısından son derece sakıncalı olabiliyor” uyarısında bulundu.
Hafif bir kahvaltı ile güne başlanmasının, enerjinin ve vücut dengesinin yerinde olmasını sağladığına dikkati çeken Güler, şöyle devam etti:
“Ciğer birçok vitamin ve mineralin önemli bir kaynağı ancak tehlikeli olan nokta, kolesterol miktarı. Dana etinin 100 gramında yaklaşık 90 miligram kolesterol varken, karaciğerinde 300 miligram kolesterol bulunuyor. O yüzden ciğer, kavurma olarak değil, domates sosuyla sote şekilde ve normal ete göre daha az miktarda tüketilmeli. Ayrıca yanında bol salataların bulunması da sindirim sağlığı açısından önemli.”
Kurban etini dinlendirmeden yemeyin
Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Meta, Kurban Bayramı’nda şeker ve şekerli besinlerin yanı sıra et tüketiminin de arttığını belirterek, obezite, yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve şeker hastalığı bulunanların beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
Veteriner kontrolü yapılamayan ve uygun koşullarda kesilmeyen hayvanlardan, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkların bulaşabileceğine dikkati çeken Meta, sağlıklı bir beslenme için etin sebzelerle birlikte pişirilmesi ve tüketilmesinin uygun olduğunu anlattı.
Kurban etinin mutlaka 24 saat bekletilmesi gerektiğinin altını çizen Meta, yeni kesildiğinden dolayı sert olan etin hem pişirmede hem de sindirimde sıkıntı yarattığını, şişkinlik ve hazımsızlığa yol açabildiğini bildirdi. Haşlama ve fırınlama gibi pişirme yöntemlerinin tercih edilmesi önerisinde bulunan Meta, şunları kaydetti:
”Bu şekilde, parazitlerin insana geçmesi büyük ölçüde önlenir. Mangal yapılması halinde ise etle ateş arasında 15 santimetre mesafe bırakılmalı. Çünkü, etin ateşe yakın olması B12 ve B1 vitaminlerinin kaybına yol açar.
Fazla et tüketimiyle vücudun ihtiyacından fazla protein, kolesterol ve hayvansal yağ alınır. Bu da kalp damar, diyabet, hipertansiyon, böbrek ve gut hastalarının sağlık durumlarını olumsuz etkiler. Etin yağlı kısımlarının mutlaka ayrılması ve hayvansal yağın mümkün olduğunca tüketilmemesi gerekir, doymuş yağ oranı yüksek hayvansal gıdaların kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkardığı unutulmamalı.”
Ciğerlerin üzerindeki zar ve görülebilen kötü kısımların mutlaka ayrılması gerektiğinin altını çizen Meta, bayramda sakatat tüketiminin arttığına işaret etti. Meta, sakatatlarda parazit bulunabildiğini belirterek bunların çok iyi temizlenmesi, ciğerlerin üzerindeki zarın ve görülebilen kötü kısımların ayrılması gerektiğini vurguladı.
Deniz Meta, şu önerilerde de bulundu:
“Et kullanarak pişirilen yemeklere yağ ilave etmekten kaçınılmalı. Kavurma, içine kuyruk yağı veya tereyağı eklemeden kısık ateşte kendi suyuyla pişirilmeli. Şerbetli tatlılar çok tüketilmemeli ve bol su içilmeli.”
Kurban eti nasıl saklanmalı?
Beslenme uzmanı Meta’nın verdiği bilgiye göre, kurban etleri, parçalara ayrıldıktan sonra serin ve temiz bir yerde 5-6 saat dinlendirilmeli. Parçalanmış etin iç kısmının sıcaklığının düşmesi için et, üstü kapatılmadan bekletilmeli. Et dinlendirildikten sonra temiz kaplar içerisinde buzdolabında 3-4 gün, -18 derecede dondurularak 6 ay saklanmalı.
Dondurup çözdürülen etlerin tekrar kullanılması sağlıklı olmadığından etler, tek seferde tüketilecek büyüklükte paketlenmeli.
“Kalp hastaları, kırmızı eti kontrollü tüketmeli”
Kamu Hastaneleri Birliği Çekmece Bölgesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Bakır, kalp ve damar hastalarının az tuzlu ve az yağlı veya eti haşlama olarak ve az miktarda tüketmelerinde sakınca olmadığını belirtti.
Bakır, Kurban Bayramı’nda kalp hastalarının et tüketimine ilişkin yaptığı açıklamada, koroner kalp hastalığı veya genetik yatkınlığı olan kişilerin, kırmızı eti kontrollü tüketmeleri gerektiğine işaret etti.
Yağlı ette doymuş yağların fazla miktarda bulunduğuna değinen Bakır, alınan yüksek miktarda etin, ilaveten tuzlu olarak tüketilmesinin kalp damar hastalığı, diyabet ve hipertansiyonu olan kişilerde sorun oluşturduğuna dikkati çekti. Bakır, koroner kalp hastalığı olan diyabetik ya da hipertansif hastaların bayramda “miktar olarak az” ve “özellikle yağsız” etleri tercih etmesinin, sağlık açısından daha faydalı olacağını vurguladı.
“Kurban etlerini 24 saat sonra tüketin”
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastane Yöneticisi Doç. Dr. Kamil Özdil, Kurban Bayramı’nda da sağlıklı beslenmenin temel kurallarına, yiyecek seçimine, porsiyon miktarlarına özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, “Yeni kesilmiş etlerdeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır. Özellikle mide-bağırsak rahatsızlığı olanlar eti 24 saat dinlendirdikten sonra tüketilmelidir” dedi.
Özdil, Kurban Bayramı’nda beslenme düzeninde büyük değişiklikler meydana geldiğini, 4 gün süren bayram boyunca hayvansal kaynaklı protein tüketiminin arttığını söyledi.
Bunun yanı sıra bir bayram geleneği olan tatlı tüketiminin bu süreçte çoğaldığına dikkati çeken Özdil, bu dönemde kronik hastalıklara sahip olanların özellikle kalp damar, böbrek, diyabet, hipertansiyon hastaları ve yüksek kolesterol sorunu olanların risk altında bulunduğunu anlattı.
Özdil, “Her zaman olması gerektiği gibi Kurban Bayramı’nda da sağlıklı beslenmenin temel kurallarına, yiyecek seçimine, porsiyon miktarlarına özen gösterilmelidir. Kurbanlık satın almadan önce veteriner kontrolünden geçtiğinden emin olunmalı, uygun kesim şartları sağlanmalıdır. Bayram günü kesilen hayvan eti kesildikten hemen sonra tüketilmemelidir. Çünkü yeni kesilmiş etlerdeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır. Özellikle mide-bağırsak rahatsızlığı olanlar eti 24 saat dinlendirdikten sonra tüketmelidir.”
“Etin yanında esmer pirinç ya da bulgur tercih edilmeli”
Kamil Özdil, etleri pişirirken kızartma, kavurma gibi sağlık sorunlarını ve kanserojen madde oluşumunu arttıran yöntemlerin tercih edilmemesini önererek, vitamin-mineral kayıplarını da önlemek için ızgara, haşlama, fırında veya buhar yöntemlerinin tercih edilmesinin daha doğru olacağını anlattı.
İçerisine et veya kıyma giren yemeklere ekstra yağ eklenmemesi gerektiğini vurgulayan Özdil, risk grubundaki bireylere sakatat tüketmemelerini önerdi.
Kamil Özdil, “Etler C ve E vitamini içermez, bu nedenle mutlaka sebzelerle birlikte pişirilmeli veya etlerin yanında C vitamininden zengin sebze, salata, meyve suyu tüketilmelidir. Et yemeğinin yanında rafine pirinç, makarna yerine, esmer pirinç, bulgur tercih edilmelidir. Besin çeşitliliğinin sağlanması için ayran, cacık, yoğurt gibi süt ürünlerinin tüketimi artırılmalıdır. Et yemekleri öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze ve kurubaklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler bulunmalıdır. Günde 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Bayram ziyaretlerinde çikolata, şeker ve hamur tatlılarına dikkat edilmeli, bunların yerine sütlü tatlı ve meyveler tercih edilmelidir. Sağlıklı yaşamın en temel kurallarından biri olan
fiziksel aktiviteye bayram boyunca da dikkat edilmeli, günlük yürüyüş ise mutlaka yapılmalıdır.”
“Sakatat ve eti aynı kapta saklamayın” uyarısı
Et ve sakatatın kurban kesiminden sonra bir arada saklanmasının mikroorganizma üretiminde artışa ve etlerde bozulmaya neden olduğuna dikkati çeken uzmanlar vatandaşlara saklama ve tüketme koşullarına ilişkin uyarıda bulunuyor.
hemen tüketilmeyecek etlerin derin donduruculara konulması veya kavurma yapılarak muhafaza edilmesi gerektiğini söyleyen İzmir Halk Sağlığı Müdürü Mehmet Nil Hıdır, sakatat ve etlerin aynı kapta saklanması sonucu mikroorganizma üretiminin hızlandığını ve etlerin kolaylıkla bozularak insan sağlığını tehdit ettiğini ifade etti.
(AA)“Kurbanda kahvaltıyı kavurmayla yapmayın”
Kurban Bayramı’nda kahvaltıların vazgeçilmezi kavurma eti yerine daha hafif yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiği bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özgür, Kurban Bayramı’nda vatandaşları kırmızı etle zenginleşmiş, hamur tatlıları ile ağırlaşmış sofraların ve hareketsiz yaşamın beklediğini söyledi.
Vatandaşların sağlıkları için bayramda özellikle günlük et tüketimlerine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Özgür, “Kurban etleri doymuş yağ ve yüksek kolesterol içeren gıdalardır. Bu nedenle sağlıklı bir bayram geçirmek için vatandaşlarımız günlük et tüketimlerine sınırlandırma getirmelidir. İdeal olan ortalama 100 gram civarında et tüketimidir” dedi.
Özgür, dengeli ve kolay sindirim için etin sebze ile tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, “Özellikle kahvaltısı kavurma etiyle yapılmamalı. Kavurma eti genellikle öğlen saatlerinde tercih edilmeli ve yerken aşırıya kaçılmamalı. Aşırıya kaçıldığı durumlarda ise bir öğünün ardından daha hafif yiyecekler tercih edilmeli. Bu sayede dengeli beslenme sağlanabilir. Akşam yemeğinde de et tüketimi yerine sebze ve balık tercih edilebilir” diye konuştu.
Bayramlarda et tüketimi yanında tatlı tüketimine de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özgür, “Sağlıklı olan sütlü ya da meyveli tatlılardır. İçlerinde çok fazla yağ, şeker, un bulunan tatlılar ne yazık ki sağlıklı değil. Aşırı tatlı tüketimi kan şekerinde dalgalanmalara, hızlı acıkmaya ve daha fazla tatlı yeme isteğine neden olur. Bunun dışında çikolata, şeker ve tatlılar sindirim sistemini olumsuz yönde etkiler ve yorar” ifadelerini kullandı.